İTÜ’lü bilim insanları sorunu CD’leri daha büyük makromoleküler yapılara gömülme suretiyle çözmenin mümkün olduğunu düşünüyor.
İTÜ'den yapılan açıklamaya göre, Prof. Dr. Yusuf Yağcı ve Dr. Antonino Puglisi'nin "Çocukluk Çağı Alzherimer" olarak bilinen Niemann- Pick Tip C (NP-C) hastalığı ile ilgili yaptığı araştırmalar, bilim dünyası tarafından yakından takip ediliyor.
iki bilim insanının Alzheimer, Parkinson ve Huntington gibi hastalıkların tedavisine de katkı sağlayacak yeni çalışması, Advanced Science News’te yayınlanan bir makaleye konu oldu. "Çocukluk Çağı Alzherimer" olarak bilinen Niemann-Pick Tip C (NP-C) hastalığı, yapılan araştırmalara göre, AB’de de yüz bin kişiden 1’inde görülen bir genetik bozukluk olarak biliniyor. Hastalık, kolesterol trafiğini düzenleyen, geri dönüşümünü veya yeniden kullanımını sağlayan proteinin işlevini bozuyor. Bu da beyin, karaciğer ve dalakta kolesterol birikmesine sebep oluyor. Biriken kolesterol, beyin hasarına ve kaçınılmaz olarak bilişsel beceriler ve haraketliliğin azalmasına neden oluyor. Tipik olarak çocukluk döneminde teşhis edilen NPC, hayatın ikinci veya üçüncü 10 yılında ise hayatı tehdit edecek seviyeye hızla ilerliyor.
Bilim dünyası ise hastalığın tedavisi için çözüm yolları arıyor. Bu noktada bilim dünyasına önemli bir katkı ise İTÜ’den geldi. İTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Yağcı ve doktora sonrası araştırmalar yapan Dr. Antonino Puglisi, doğal şekerlerden olan Siklodestrinler’in (CD’ler), kolesterolü uzaklaştırma yeteneklerine dikkat çekerek, hastalığın tedavisindeki potansiyeli inceledi. İTÜ’lü bilim insanları, sorunu CD’leri daha büyük makromoleküler yapılara gömülme suretiyle çözmenin mümkün olduğunu düşünüyor.
ARAŞTIRMA ÜZERİNE ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR
Açıklamda görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Yusuf Yağcı, Dr. Antonino Puglisi ile yaptığı çalışma ile ilgili şunları söyledi: "Umut verici olsa da ß-CD'nin kimyasal modifikasyonuna dayanan NPC'nin güncel tedavisi, beyindeki zayıf farmakokinetik ve biyo yararlanımdan muzdariptir. CD'ler aslında kan-beyin bariyerini (BBB) etkili bir şekilde geçmiyor gibi görünmektedir. Ayrıca, yeterli bir terapötik etki elde etmek için, yüksek dozda CD'lere ihtiyaç duyulmaktadır, çünkü sistemik olarak uygulanan CD'ler, kan dolaşımında böbreklerden hızlı atılması nedeniyle kısa bir yarı ömre sahiptirler. Bu sınırlılıkların bir kısmının aşılması, CD makrosiklinin daha büyük bir makromoleküler yapıya gömülmesiyle mümkündür.
ÇÖZÜMLENMESİ GEREKEN BİR SORUN
Siklodekstrin içeren polimerlerin üç ana avantajı vardır: Polimerin daha yüksek molekül ağırlığı, böbrekten hızlı atılmasının gecikmesine dönüşebilir ve böylece sistemin kanda yarı ömrünü uzatabilir ve nano-parçacıklara birleştirildiğinde, CD'lerin, sistemik uygulama yoluyla beyine iletilir. Bu strateji, NPC'nin tedavisinde ortaya çıkan bir araçtır ve Alzheimer, Parkinson ve Huntington hastalıkları dahil olmak üzere bozulmuş kolesterol metabolizması ile karakterize edilen diğer nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde de yararlı olabilir. Bu araştırmanın, ivedilikle çözümlenmesi gereken önemli bir soruyu ele alıp başarılı bir şekilde tamamlanması halinde ihmal edilen hastalığın tedavisine önemli katkı yapması bekleniyor.“